11 Mayıs 2008 Pazar

DEVRİMCİ GENÇLİĞİN DÜZENDEN KOPUŞU/RİZGARİ SORESGER

DEVRİMCİ GENÇLİĞİN DÜZENDEN KOPUŞU/RİZGARİ SORESGER
SURYA AMOR

DEVRİMCİ GENÇLİĞİN DÜZENDEN KOPUŞU / Rizgari şoreşger Cuma, 18 Mayıs 2007
Genel toplumsal uyanışının büyümesi ve 61 anayasasının yarattığı burjuva düzen sınırlarındaki "özgürlük ortamı" bugüne kadar sınırları burjuva muhalefet ekseninin dışına çıkmamış olan, gençlik hareketinin gelişimini hızlandırdı. Gençlik bu dönemde adım adım kapitalist sömürüye ve emperyalizme karşı mücadele alnına kaydı. Kemalizm. Ve ordu savunuculuğunun dışına çıkarak sola ve sosyalizme yöneldi. Boykotlar, işgaller ve sokak gösterilir ile mücadeleye atıldı.

Bunda dış etkenlerin de rolü vardı. Batı Avrupa da gelişen sınıf ve öğrenci hareketi, büyük cin kültür devrimi, Küba devrimi, ABD'nin Vietnam direnişine boyun eğmesi ve Vietnam dönüşü başta Amerika kıtasında ve tüm dünyada yankısını bulması da etkenler olarak konulabilir. Bunun yanında yanı başımızdaki Filistin'de ortaya konulan direniş orta doğuda olduğu gibi gençlik üzerinde büyük etkisini buldu. Ülkede ve dünyada yaşanan bu değişikliler gençlik hareketinde de köklü bir dönüşümü mayalıyordu. Bu gelişme TİP'i doğurdu. TİP o döneme kadar burjuva muhalefetini yedeğinde bulunan birçok ilerci kesimi hızla çatısı altında toplamaya başladı. İlerici sendikalardan aydınlara Kürt demokratlardan ilerci öğrencilerden sosyalizme ilgi duyan birçok kesimden TİP'e bir akış gerçekleşti.

Öğrenci Gençlik

Bu durum etkisini öğrenci gençlik içerisinde de gösterdi. TMTF, MTTB vb yasal derneklerde kendisini ifade eden gençlik hareketinden önemli bir kopuş oldu. Gençlik hareketinin ilerici unsurları bu örgütlerden koparak FKF oluşturdu. Tümü ile TİP sempatizanları tarafından kurulan bu örgüt devrimci gençliğin önünü açan en önemli örgüt durumundadır. FKF'nin kurulması öğrenci Gençliğinin en ilerici unsurları şahsında, hızla sahiplenilmesi, gençliğin düzenden kopuşu ve sosyalist mücadele artan ilgisinin belirgin ifadesiydi. Mayıs 1968 Fransa'da patlak veren ve batı Avrupayı kasıp kavuran sınıf ve öğrenci hareketi Türkiye'de o döneme kadar mayalanan gençlik hareketine görülmemiş bir itiş sağladı. 68'in yolunu açan ilk öğrenci eylemi 10 Haziran 1968'de Ankara'da DTCF'd başladı. Üniversite reformu ile başlayan bu boykot hukuk ve fen fakültesine sıçradı ve oradan da İstanbul hukuk fakültesi boykota katıldı. FKF bir süre çekimser kaldıktan sonra desteklediği boykot tüm İstanbul yayıldı. Üniversiteler işgal edildi. Üniversite reformu ile başlayan bu işgal hareketi akademik alandaki hiyerarşideki çelişkileri ortay çıkardı. Ve ast akedemik kadrolarında işgale katılmasını sağladı

DEVLETE BAĞLI ÖRGÜTLENME ANLAYIŞININ AŞILMASI

Bu deneyimin büyük başarısı, devlete bağlı öğrenci derneklerinin aşılarak, tümüyle kendi önderliğini yaratacak şekilde aşağıda doğru hareketlenmenin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Yerel işgal komiteleri ve bunların doğal önderleri ile işgal konseyi oluşturulmuş ve merkezileştirilmiştir. Devrimci öğrenci hareketi bunun meyvelerini de almıştır. Büyük işgal diye bilinen bu süreçte İ.Ü Rektörü Egeli işgal konseyinin hazırladığı reform taslağını kabul etmiş ve 3 hafta sonra işgal sonlandırılmıştı. Bu süreç aynı zaman da Deniz Gezmiş gibi kitle önderini yaratarak son buldu. Tabi ki sonradan gelişecek öğrenci hareketlerinin embriyomuydu. Bunu altıncı filo takip eder amerikan askerleri denize dökülür, sonrasında ABD finansmanı ile kurulan ABD sanayi ve teknolojinsin işgücünü yetiştirmek için kurulmuş ODTÜ özellikle istanbuldaki anti-emperyalist eylemeler ile üniversite reformu işgal ve boykotlara sesiz kalmıştı. Çünkü o halkların çoğuna ODTÜ'lüler sahip ODTÜ'lü öğrencilerinin de "mütevelli heyeti" ve amerikan eğitim sistemi gibi sorunları bulunmaktaydı. Bu çelişkilerinden dolayı hiç beklenmedik anda ODTÜ genel devrimci hareketin girdabına girdi. ABD nin kültürünün hiç sorunsuzca yayılacağı zannedilen bir kale, devrimci gençlerin Darbesiyle yıkılmış oldu. Aynı üniversite de Vietnam kasabı kommer arabası, Devrimci gençlik tarafından yakıldı. ODTÜ antiemperyalist gençlik mücadelesini merkezi haline geldi.

GENÇLİK KENDİSİNİ DÜZENE BAĞLAYAN GÖBEK GORDONUNDAN KURTULUYOR

Devrimci gençlik, kendisini frenleyen ve düzen içinde, kalmasını sağlayan adeta burjuva kordonu haline dönüşen TİP reform işlerinden bağlarını kopararak, Türkiye Devrimci Genç İlk federasyonunu kurar, Dev-Genç ortaya çıkar. Dev-genç sürecinde daha belirleyici olan MDD çizgisidir. FKF de TİP parlementerist-legalist çerçevesi dâhilinde, gençliğin militarist Yürüyüşünü gemlemeye çalışan anlayış hâkim iken, buna karşın DEV_GENÇ sürecinde de bir süre sonra MDD ci akım sosyalizme yönelmiş militan gençlik üzerinde "ikinci kurtuluş" savaşı "CHP ile ittifak" "milli cephe" "ordu gençlik ele ele" gibi sloganlarla darbeci reformist hesapların bir uzantısı haline getirmek çabasındaydılar.

15-16 HAZİRAN VE 1971 KOPUŞU

1960 lı yıllarda TİP içindeki MDD ve SD ayrışması yaşanır MDD çizgisi Mihri Belli Hikmet Kıvılcımlı eski kuşak sosyalistlerin etkisi altında, SD'nin parlementarist çizgisi konumunda, sol konumu ile ve gençlik hareketi ile kurduğu yakın ilişkilerle politik devrimciliğin oluşturduğu zemin olarak ortaya çıkar. 70 lere gelindiğinde gençlik hareketi de yaşanan gelişme ve tutum farklılıkları MDD içinde ayrışmaya bunlar; ASD ve PDA ayrışmasıydı. Ama özde birbirlerinden fazla ayrışmıyorlardı. Referansları yine kıvılcımlı ve Mihri belli idi.

ASD etrafında öğrenci gençliğinden gelen mahir çayan ve arkadaşları yer alırken PDA ise İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşları yer almaktaydı. Tam olarak reformizimden kopuşu ise 15 16 haziran ayaklanması ile beraber ASD nin buna Temmuz 70 sayısında Mihri Belli'nin "sıkıyönetimin bu ayaklanmaya taraf olmamalıdır". Başlıklı yazıyı mahir çayan ve arkadaşları bu yazıdan dolayı derginin temmuz sayısını dağıtmamakla beraber MDD içinde yaşanan son ayırım, kıvılcımlı, belli, perinçekci, orducu eğilime karşı 15 16 Haziran ayaklanmasının bastırılmasının ordunun pratik rolünü gözetenlerin yanında, ordu karşısında silahlı mücadele yolunu açtı. 15 16 Haziranın politik etkisi burjuva darbeciliği ile kitlelilerin aktif mücadelesinin arasına koyu ve kalın çizgi çekme zorunluluğu doğurdu. Mahir çayan ve arkadaşları Kurtuluş dergisini çıkarmaya başladı. Bu 71 kopuşunun başlangıcı sayılabilir. Denizlerde aynı dönemde silahlı mücadeleyi başlattılar.

15 16 HAZİRANIN DERSLERİ

15 16 Haziran öğretmeye devam ediyor. Kaypakkaya bu yaşananlardan sonra"devrimin şiddette dayanacağı bunun zorunlu ve kaçınılmaz olduğu" temasına değinmiştir. Yine 15 16 Haziranın öğreticiliğinde " yine bu hareket orduya bel bağlayanların geçersizliğini ve özellikle belli'nin Kıvılcımlı'nın Avcıoğlunun'nun cuntacı hayallerinin anti-Marksist Leninist devlet ve ordu tahlileirnin saçmalığını ortaya çıkardı. Örgütlenme konusunda ise legaliteye bel bağlamanın revizyonist örgütlenmenin şiddetlenen sınıf mücadelesinde halkımıza zarar vermekten başka işe yaramadığını gösterdi. İç dinamiklerin ve dış dinamiklerin sonucunda ortaya çıkan devrimci öğrenci hareketlerinin kendilerine sürekli düzen içi tutumlarının rağmen hızla reformizimden koparak. Siyasal ve politik hareket haline dönüştüler. Mahirler THKP-C denziler THKO kurdular bu iki hareketin üçüncü damarı olarak PDA çizgisi MDD tezlerinden ayrışarak TİİKP oluşumunu gerçekleştirdi. Bir süre sonra eleştirel bir yaklaşımla TİİKP'nin içerisinden TKP_ML üçüncü bir damar olarak İbrahim Kaypakaya ve arkadaşları kurmuş oldu. İbrahim Kaypakaya ve arkadaşlarını diğer iki damardan ayıran özelliği

- kemalizme karşı net bir tavır takınarak kemalizmi karşı devrim olarak nitelemesi

- Kürt ulusal sorununa ilişkin ortaya koyduğu tavırdır. İbrahim Kaypakaya temelde egemen ulus milliyetçiliğine zemin hazırlayan halk ile ulus kavramı lehine içi içe geçişliğine karşı çerçeveyi çizmekle işe başlar. Halk kavramı tarihsel olarak ezilen sınıfların adlandırılması olarak içeriklendirilir. Bunun karşısında stalinin ulus tanımı yani net bir kavramı içerir. "dil toprak, ekonomik, yaşantı birliğinin ve ortak kültür biçimde belirginleşen, ruhi şekillenen birliğin hüküm sürdüğü tarihsel olarak meydana gelmiş topluluk. Diye niteler ve büyük bir kopuş ifade eder. Bu dönemin en büyük ayırıcı özelliği gençlik hareketinden söz edilebilir fakat gençliğin devrime sosyalizme tüm cüreti ile yöneldiği bir dönem olma özelliğini taşıyor. Devrimci gençliğin düzenle bağlarını sorgulayıp daha sonrada kendi doğal önderlerini yaratarak düzenle ilişkilerini kestiği dönemdir. Kısa bir süre içerisinde önderliklerini kaybeden Türkiye devrimci hareketi hızla o dönem fiziki aladan yenilgiye uğramıştır. Tam bu dönemde 68 Avrupa ve Türkiye işçi sınıfının, öğrenci hareketinin ivme kazanan mücadelesi yankısını Kürdistan öğrenci hareketinde buldu. Zaten yolun yarısını düzen içilikle bağlarını koparan Türkiye solu hesaplaşması sonucunda kemalizim ve UKKTH konusunda belli bir noktaya ulaşabilmiş fakat fiziki ve örgütsel bir yenilgiden kurtulamamıştır. Kürdistan öğrenci hareketi bütün bunların ışığında tartışmalara başlamış. Bu tartışmanın sonucunda Kürdistan'da mücadele kararı çıkmıştır. Bu esnada 76'larda devrimci bağımsızlıkçı düşüncenin Türkiye metropollerinden Kürdistan taşınması kararına bağlı olarak en küçük tereddüde kapılmadan Türk halkından olan Haki Karer ve Kemal Pir'ler enternsyonalist bir çıkış yaparak Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin önder kadroları oldular.

ENTERNASYONALZİMİN ÖĞRETMENLERİ

Haki Karer ve kemal pirler takıldığı onurlu entarnasyonalist tavırlarından dolayı hem egemen güçlerin hedefi durumuna geldiler hem de yine kişiliklerini temsil ettikleri enternasyonalizm ve UKS gibi özelliklerinden dolayı o büyük ustalar sosyal şoven ve küçük Kürt burjuvasının hedefi durumundaydılar. Entarnasyonalist yoldaşların bu duruma cevabı netti. Kemal Pir Yoldaş bu sistemi yıkabilmek için sistem karşıtı hareketleri aradım. Tükiyede devrimci komünist hareketlerdi. Kürdistan'da ise UKH idi. Türkiye'de devrimci hareket 74 yılında parçalanmıştı cezaevinden çıkan unsurlarda önderlik yapamıyorlardı. Birleşme değil parçalanma eğilimleri vardı. Ama bu hareket devrimci çevrelerde toparlayıcılık vazifesi görüyordu. PKK hareketi olarak bilinen bu hareket bir örgüt değil ideolojik siyasal bir akımdı geleceğinde zafer vardı halen de var buna inanıyorum. Bunun için bu harekete katıldığını belirmiştir. Ve Haki Karer da aynı görüşü paylaşıyordu. Haki karer " imkânsızın içinden imkânı çıkarmak diyordu" mücadele için ve devrim ve sosyalizm mücadelesinin kürdistanda yayılmasında en büyük emeği olan mücadele örneği idi. kemal pir ise " sizi gücünüz beni yaşatmaya yetmez" diyecek kadar cüretkâr ve her seferinde zindan direnişindeki ölüm orucunda serumu red ederek teslimiyeti red ederek adeta şu şiarı ile biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyor uz'un amentüsünü yerine getiriyordu ölüm orucuna ölür. Ama Kürdistan ve Türkiye dağlarında binlerce kemal yeni bedenlerde ortaya çıkar. Haki Karer kürdistanı arşın arşın gezerek devrim sosyalizm mücadelesini Kürdistan'da filiz vermesi için uğraşırken STERKO-SOR girdiği bir tartışma esnasında nerden geldiği bilinmeyen kahpece iki kurşunla Gaziantepe'de öldürülür.

Kemal Pir ve Haki Karer yoldaşların bizim için ifade ettiği şey olumsuz ortamda ulusal ve sınıfsal yok oluşun dayatıldığı her türlü baskı ve sömürünün halk üzerinde hâkim kılındığı ortamda bunu bilincine varmak burada kurtuluşun yolu ve yöntemini aramak bunun bilincini ve ideolojisini ortaya çıkarmak bu ideolojiyi yaşatmak azminde ve kararlılığında olan devrimci militan örgüt yaratma mücadelesi ifade ediyor.

Kürdistan da yetmişlerde bu devrimci mücadeleler gerçekleşmişti. Bu en olumsuz koşullarda gerçeği arayıp bulmak Kürt ve Kürdistan gerçeğini tanımlamak onu bulunduğu geri ve olumsuz durumunda çıkarıp kurtuluşa götürme bir ideolojik politik çizginin yaratılması ve onu geçirmek kararlılığında olan öncü gücün ortaya çıkarılması eylemidir. Bu bağlamda Hayriler, dörtler " Ferhat, Mahmut nemci eşref" kara sungur arkadaşlar mayısı geri dönülmemek üzere kızıllaştırdılar. Bizde saygı ya da anma ancak onların bize devrettikleri direnme çizgisi devrimci çizginin kızıl bayağını onurlu şekilde bizden sonralara devredene kadar sürdürülme anlayışı olabilir.

www.sosyalist-kurd.net alınmıştır

Hiç yorum yok: