9 Nisan 2008 Çarşamba

Mekanın Kürdistan'ın yüreği olsun


Halil Uysal a
Başlık her şeyi ne kadar da basit ele veriyor.Evet yoldaş halil mekanın kürdistan/sosyalizmin yüreği olsun.Tam da başlığın söylediği gibi oldu.ben halil arkadaşla tanışmadan uzaktan ilk gördüğümde,artık pek secici davranılmıyor,ve doğa koşullarına uyum sağlayacak arkadaşların dağa çıkmasında özen gösterilmiyor diye hayıflanmıştım...Sonra benim gibi kazara buraya geldi diye düşündüm.O tam da bunu boşa çıkarmak için gelmişti.O dönemde fiziki anlamda bir çok arkadaş vardı ki düşünüldüğünde dağ koşulları için yaratılmış diye yorum yapabilirdin,fakat ruhen zayıflık yaşadıkları için bir çoğu arkasına bakmadan bile kaçmışlardı.halil arkadaş şöyle derdi devrimin sanatını örmek kürdistan devriminin sanatını örmek derdi.İki şeyden geçer öncelikle devrim partisi-ordusu nun en iyi nefheri olabilmek ve bu oluş gerçekleşirken de yeni insan olmanın parti-ordulu olmanın bir sorumluluğu bu yeni yaşamı onun vazgeçilmez bir kolu olan sinamayla bütün yaşam alanlarına yaymak derdi.Yılmaz Güney in şu söyledikleri ne kadar da Halil için doğru söylenmiş sözler"“Devrimci sanatçı devrimin hedefleri doğrultusunda görevlerle yükümlüdür.
Devrimci sanatı devrimin hedefleri doğrultusunda sürdürülen mücadeleden bağımsız düşünemeyiz. Mücadelenin dışında devrimci sanat olamaz. Bu nedenle, devrimci sanatçı, herşeyden önce, teorik ve ideolojik bir sağlamlığa ulaşmak için çaba göstermelidir. Yani bilimsel sosyalizmin temel yasalarını öğrenmeli ve toplumsal, siyasal mücadelesinin klavuzu yapmalıdır. Devrimci teoriyi kavramadan devrimci sanat yapılamaz.” Bir gün, göz sorunu ile ilgili aramızda şakalaşırken,ben şu soruyu sorduğumda fiziksel anlamda burada zorlanmıyormusun neden aşagıda kalmadın,orada daha faydalı olabilirsin diye sorduğumda,o aynen şunu demişti.Hayır zorluklar konusunda yanılıyorsun, ruhta eğer ideolojik politik strateji ve bunun yansıması olan yaşamlarımızla doğru orantıda yansıtabilirsek,bu doğal zorluk gibi gözüken alanlarda bir bütün uyumluluğu sağlayabiliriz,zor olan doğanın bize dayatıkları değil bize sunduklarını bizim özel mülkiyet hastalılığımızdan kaynaklı görmeyişimizle alakala olduğunu söyler bizim her yeri zenginleştirecek kocaman iddaaların insanları olduğunu söylerdi. Şimdi onu daha iyi anlıyorum,devrimci sanatın ancak be ancak devrimci teori politik bir bütünlüğün parçası olduğunda yaşamsallaştığını,bunun sonucunda ise ne zaman sizi kahpe bir kurşun da bulup vursada yüreği,böyle düşen bir arkadaşın yüreği/bilinci kürdistan oluyor,başında dediğim gibi güzel arkadaşım mekanın ileride kurulacak bağımsız-birleşik sosyalist Kürdistanın yüreği oldu....
rizgari

Hiç yorum yok: